1 May 2011

Dirk Kuyt



"When we were really close in 2009 and finished second I had the same feeling – a matter of a few good signings and we will be right up there,"

Kuyt haklı. Zira biz de aynı şeyleri düşünüyoruz. Hissediyoruz. 2009'da kaybettiğimiz havayı, o zamandan beri ilk kez soluyoruz. Ve bunda en çok pay sahibi olanlardan biri de Dirk Kuyt. Bugünkü Newcastle galibiyetinde, penaltı vuruşu sonrası attığı gol ile son 7 maçta 8. golünü atmış oldu ki bu veri, Dalglish sonrası, takımın hücumdaki verimliliğinin nasıl değiştiğinin en önemli göstergelerinden biri. Hücum sürelerimizde gözle görülür artışlar yaşanmadı belki, çeşitli hücum şablonlarına sahip değiliz ya da bu şablonlara alışamadık hala. Ve fakat, bunlar da olacak. Zaten Suarez ve Carrol başlı başına birer hücum seçeneği. İyice ısındıkları takdirde, hücum opsiyonlarımızın çeşitleneceğine şüphe yok. Bu ikiliyi destekleyecek en az 1 kenar oyuncusuna veya uzak forvete ihtiyacımız olacak yeni sezonda. Orta sahaya da, hem kadro derinliğini arttıracak, hem de Xabi Alonso'yu unutturabilecek en az 2 oyuncu ile birlikte, önümüzdeki sezon, 2009'da yoğun olarak yaşadığımız duyguları rahatlıkla yaşayabiliriz yeniden.

İşte söz konusu duyguları yeniden yaşayabiliyorsak önce takımın öz güvenini geri getiren King Kenny'e sonra da bu sezonun en çok yorulan, en çok koşan ve nihayet en çok gol atan oyuncusuna, yani Kuyt'a teşekkür etmek gerekir.

Bitirirken, Kuyt tribünlerin gözüne girmek için çalışan bir futbol dalkavuğu değil. Aksine, Kuyt kendisi için oynuyor. Ruhu, bedeni öyle sabırsız ki dört nala koşmazsa dindiremiyor acısını.