13 Eki 2009

Tüketim Çılgınlığı


eskitiyorum eskitiyorum
kalıyor ne kadar güzel olduğun

İlhan Berk

tüketiyorum tüketiyorum
facebook,çiftlik,otobiyografi
nerede sıradaki?

bir Tüketici


Oktay Taftalı tek hayali "kaçıp uzaklaşmak" olan biz insanların Facebook Çiftliği sayesinde ekip-biçerek,alıp-satarak bu gitme duygusunu masa başında tatmin ettiğini yazdı.Hayatında büyük,köklü,radikal değişiklikler yapmak isteyenlerin evlerinin dekorasyonlarında yaptıkları değişikliklerle kişiliklerinde devrim yaptıklarını zannettiklerini,üstelik bunu siyasi bir tatmin olarak yaşadıklarını söyledi Nihat Genç.Bir minderin yerine ötekini koymakla özgür hissetmek kolay...Bu yapay özgürlük hissinden uzaklaşmak gerek.Ruhumuz için çok tehlikeli bir tuzak olarak görüyorum bunu.Halbuki bir minderin üzerinde oturmak var yıllarca!Tüm çıplaklığıyla bir oda,bir balkon...Özgürlüğü basitlikte,serbestlikte aramak...Anadoluda insanlar minderi attığı yeri ev bildi.Yerdeki bir minder,hemen yanındaki çay orayı ev yapmaya yetti diye de ekledi Nihat Genç.

Ben de bu büyüklerimizin tespitlerine twitter veya türevleriyle ilgili bir ekleme yapmak istiyorum.İsteyen dilediği gibi kullanır.Hiçbir sorunum yok.Üstte değinilenlerle de ilgili düşüncelerim benzeridir.Değişiklik yapmak ya da değişiklik yapmayı istemek çok tabii ve haklı bir istek olabilir.Ancak bunların sonunda elde edilen tatmin siyasi bir nitelik taşıyorsa orada sorun var demektir.Daha doğrusu ülkenizin onca sorunu varken,siz salonunuzu değiştirdiğinizde tüm dünyayı değiştirmiş,tüm ülkenizi esaretten kurtarmışçasına seviniyorsanız bu değişiklikler bir süre sonra ruhunuzu esir almış demektir.

Herkes ne yaptığını,ne yediğini,ne izlediğini yazıyor.Yerde bulduğu ekmeği ulaşabileceği en üst noktaya kaldıran bir anlayış nasıl olur da ne yediğini,nasıl yediğini,ne kadar yediğini paylaşmakta bir sakınca görmez,bundan utanmaz.Meğer herkesin kendini anlatası varmış.Anlat anlat bitiremiyor kimse...Kim kimi dinliyor bu arada belli değil.Önemli de değil.Sürekli bu tüketim ağında kalmamız yetiyor çünkü.Uzaklara mı gitmek istiyorsun?Buyur,buraya tıklayıp gidebilirsin.Yatak odanı değiştirip ruhunu özgürlüğe bırakmak istemez misin?Ya da,ne yapıyorsun?Neler yaşadın anlatmak istemez misin?Bu tüketim ağının içinde kal da ne yapmak istiyorsan yap sonra.Sağolsun twitter,bize herkesin otobiyografi meraklısı olduğunu gösterdi.Üstelik Genç Türkiye Cumhuriyeti ile sınırlarımıza girmiş bu otobiyografi yöntemiyle yazılan eserler.Yani kısa sürede sevmişiz bu türü.Yeni Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte her şeyin tamamiyle yeni olması amaçlanıyor.Giyim,kuşam,alfabe,tarih,laiklik,onca devrim...Bunlar hep eskiden kopmak uğruna yapılmış.Bir nevi eskiyi beğenmeme durumu.İşte o sırada,Yeni Cumhuriyet'in ilk nesillerinin hayatı kaleme alınmış,biyografik eserler ortaya çıkmış.Şevket Süreyya Aydemirler,Falih Rıfkı Ataylar bunun örnekleri.Düşünün otobiyografi daha da sonra görünüyor ülkemizde.Ancak söylediğim gibi temel olay,geçmişten kopma meselesi,onu beğenmeme,ondan hoşnutsuzluk.Twitterda'da onu görüyorum her yazdığımız bir hoşnutsuzluğun üzerinde temelleniyor.Fakat umrumuzda değil,otobiyografinin tarihini bilmeden otobiyografi yazıyoruz,durmadan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder