30 Eki 2011

EPL 10. Hafta West Bromwich Albion: 0 Liverpool: 2


Bugün, en azından benim için, en verimli, kapasitesi en yüksek Liverpool merkezde Lucas-Adam-Gerrard üçlüsünün yer aldığı, ileri üçlüde ise uzak forvetlerle hücum bölgesinde asimetrinin ve akışkanlığın hakim olduğu bir yapıda ortaya çıkıyor. Carroll'ı tercih etmememin temel sebebi de bu. Aslında benim bu yazdıklarım Kenny'nin geldiği günden beri yaptıklarından farklı bir şey değil. İlk günden beri yerleştirmeye çalıştığı felsefenin pasa ve harekete dayalı atak bir futbol anlayışı olduğu bir çok yerde yazıldı. Yani, Kenny zaman zaman -bence en uygun olan- 4-3-3'ü terk ederek 4-4-2'ye dönse de -ki bu tercih değişikliğini nispeten zayıf rakiplere karşı daha sık uyguladığını biliyoruz- diziliş farklılıkları oyun felsefesine dair ciddi bir değişimi içinde barındırmıyor. Oynanan oyunun sene başından beri az çok aynı kalıplarda olduğunu söyleyebiliriz - Tottenham maçı bana kalırsa sezonun sonuna kadar bir daha yaşanmayacak bir hezimet olarak ayrı tutulmalı-. O zaman, sistem ve dizilişlerin çeşitli oyun anlayışlarına yönelik belirli kısıtlamalar veya imkanlar içerdiği gerçeğini de unutmadan, Kenny'nin Liverpool'unun ilk günkü planlarına sadakatle bağlı kaldığını söyleyebiliriz.

Bu uzun girizgah biraz da Carroll'ın saha içi varlığına ve 4-4-2'nin geçici bir durak olduğuna dair iyimser bir açıklama yapmak niyetiyle yazıldı. Evet, takımda ciddi bir sıkıntı yok, acil çözüm gerektiren problemler vs. yok. Lakin, çok ciddi bir ışık da yok. Geçtiğimiz sezonun sonlarında yakalanan renkli futbola bu sezon hiç bir maçta ulaşılamadı. Bu şart değil elbette ama ileriye yönelik beklentileri renkli ve tempolu bir futbol her zaman canlı tutabilir. Burada daha önce sürekli takımın daha iyiye gideceğini yazdım, mevcut oyun anlayışı ve mavcut çabalar bunu doğrular nitelikte. Takımdaki herkes iyi niyetle çalışıyor ve morallerin bozulması için hiç bir gerekçe yok henüz. Öyleyse, esas sorunun "iyi"nin kendisine dair bir sorun olduğunu söyleyebiliriz.

Birbirine tezat olarak görülebilecek bu iki bölüm aslında Liverpool'un ne kadar iyi olmayı hedeflediği sorusu cevaplandığında anlamını bulabilir. Mesele Liverpool'un toparlanması ise sanırım bu mesele çözülmek üzere. Lakin mesele daha iyiye ulaşmak ise en azından bir sezon daha beklemek gerekecektir diye düşünüyorum.

Tüm bunların dışında, hiç bir problem yaşamadan geçilen maça dair notlara dönecek olursak:

* Savunmada yine sıfır hatayla onadı Liverpool. Geçen hafta Reina'nın yaptığı fahiş hatayı saymazsak, savunma uzun süredir hatasız oynuyor. Bu Liverpool adına en önemli artı. Üstelik savunmanın esas parçası Carragher yokken böyle bir performansa ulaşılması çok daha önemliydi.

* Adam Liverpool'un gelecek senelerdeki en önemli parçası olabilir. Yeteneği ve takıma kattıkları tartışılmaz. Kimi zaman gereksiz sertlikte müdahaleler yapsa da hırsını kontrol edebildiği zaman hem hücum hem savunma anlamında takımın gizli yıldızı olabilme potansiyeline sahip gözüküyor.

* Yeni transferler hakkında her hafta olumlu sözler ediyorum ama Doning ve Henderson'ın isteneni veremediği açık. Özellikle Downing takımda ritmini bulamayan belki de tek oyuncu. Toplu hücum organizasyonlarında yer al(a)mıyor, takımdan daha ayrık bir görüntü veriyor.

* Carroll'ın golü ve Suarez'e yarattığı boşluklar sevindirici ama Carroll'ın varlığı tüm bunlardan daha fazlasını konuşmamızı zorunlu kılıyor.

* Lucas'ın kazandığı olgunluk takım adına çok önemli. Xabi Alonso'ya hasret kalan bendeniz ilk kez onu aramama noktasına geldim sanırım.

* Gerrard maç öncesi yapılan anrenmanda sakatlanıp ilk 11'de çıkma şansını yitirmişti. Yukarıda bahsettiğim gibi , Lucas-Adam-Gerrard üçlüsü ideal üçlüyü anlatıyor şu an için. Gerrard ne kadar erken dönerse takım o kadar çabuk yükselir.

* Son sözü Kenny'e ufak bir eleştiri ile yapalım. Mevcut yedek kulübesi kesinlikle yetersiz ama buna rağmen kulübeyi görmezden gelmekten vazgeçmeli ve yedekleri oyuna daha çok dahil etmeli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder