17 Oca 2010

Soul Kitchen


1995 senesinde çektiği, ilk kısa filmi olan “You’re the one” ile birlikte başarı basamaklarını koşarak çıkan Fatih Akın, son filmi “Soul Kitchen” ile karşımıza bu kez çok farklı bir şekilde çıkmakta. "Yaşamın Kıyısında" filminde,Almanya ve Türkiye arasında geçen hikayesinin duygu yoğunluğunu farklı olay kurgusu ile hissettiren yönetmen, yer yer siyasi olaylara el atmış ancak en önemlisi,insan ilişkilerinin farklı biçimlerini çok başarılı bir şekilde işlemişti. Ayrıca Duvara Karşı filminde kimlik arayışını ve bu arayışın insan üzerindeki etkilerini yine bir kadın erkek ilişkisi üzerinden işleyen Fatih Akın, son filmi Soul Kitchen’da ise tamamen farklı bir türle karşımıza çıktı. Romantik komedi diye tabir edebileceğimiz Temmuz’da filmi ile senaryosuna katkıda bulunduğu Kebab Connection filmlerinden sonra “komedi” kelimesi ile adının yanyana geldiği ilk film olan Soul Kitchen’da yönetmen, hikayesini eski filmlerinden farklı olarak tamamen esprili bir dille anlatmış. Yönetmenliğini yaptığı filmin senaryosunu ise “aynı mahallenin çocuklarıyız” diye tanıttığı arkadaşı Adam Bousdoukos ile paylaşmış. Filmin oyuncu kadrosuna baktığımızda ise artık Fatih Akın filmlerinde aşina olduğumuz; Moritz Bleibtreu, Birol Ünel, Adam Bousdoukos gibi isimler gözümüze çarpıyor. Vizyona girdiği andan itibaren katıldığı her festivalde ödül alan film şimdiden Hamburg Film Festivali’nde “Art Cinema”, Venedik Film Festivali’nde “Jüri Özel Ödülü” ve Lübeck Kuzey Ülkeler Film Festivali’nde de “Kuzey Almanya Film Ödülü” nü kazandı.

Almanya’nın Hamburg kentinde restoranı olan Zinos’un (Adam Bousdoukos) başından geçen hikayeleri aşırıya ve gösterişe kaçmadan, esprili, coşkulu bir şekilde anlatan Akın, Hamburg’un farklı kültürlere ev sahipliği yapmasına da filminde yer vermiştir.

Filmde Zinos, Hamburg’da derme çatma diye tabir edilebilcek bir restoranı olan Yunan kökenli biridir. Ne var ki bahtsız Zinos rahat bir nefes alamayacak kadar çok dertle uğraşmak zorundadır. Sevgilisinin iş sebebiyle temelli olarak Çin’e gitmesi, hapisteki abisi Illıas’ın (Moritz Bleibtreu) şartlı tahliye edilmeye hak kazanması ama, bunun için bir yerde çalışıyor gözükmesi gerektiği için kardeşi Zinos’a tabir-i caizse yamanması, iş kazası diyebileceğimiz bir sebepten belinde fıtık oluşması, vergi dairesi, sağlık bakanlığı vs... Zinos tüm bunlarla uğraşmaktan bıktığı için sevgilisinin yanına Çin’e yerleşmeye karar verir. Ancak restoranını bırakmak onun için kolay değildir çünkü restoranın her köşesi tamamı ile ona aittir ve bu da Zinos ile restoranı arasında farklı bir bağın oluşmasına sebep olmuştur .Ayrıca restoranda çalışmaya başlayan Shayn Weiss (Birol Ünel) ile birlikte bir nevi tarz değişikliğine giden restoran iyi iş yapmaya ve buna bağlı olarak çok iyi para kazanmaya başlamıştır. Olaylar bunların üzerinden şekillenirken Fatih Akın tüm bu olayları, çok samimi, esprili ve sade bir şekilde yansıtmıştır. Akın komedi yapacağım diye kesinlikle yerli yersiz espri ya da komedi yapmaya çalışmamış ve kesinlikle yerinde göndermelerde hatta iğnelemerde bulunmuştur. Vergi Dairesi’ne atıfta bulunan espri seyircileri kahkahalara boğarken, müzayede salonundaki “kapitalist domuz” repliği ise gururlarımızı okşamıştı.Başladığı andan itibaren izleyicinin yüzünde bir tebessüm oluşmasına ön ayak olan film, bu temposunu sonuna kadar taşımayı iyi biliyor. Sadece göze hitap ederek bile mest etmeye yetecek donanıma sahip olan Soul Kitchen, müziklerinde de yerli yerinde ve kaliteli seçimleri ile kulağa da hitap ederek “tadından yenmez” bir hal alıyor.

Film hakkında yazarken Moritz Bleibtreu’un oyunculuğuna değinmeden olmaz. Münih doğumlu olan Moritz Soul Kitchen’ın geçtiği yer olan Hamburg’da büyümüş.Oyuncu çift Hans Brenner ve Monica Bleibtreu’un oğlu olan Moritz izlediğim diğer filmlerinde de olduğu gibi kesinlikle rolünün hakkını tam anlamıyla teslim etmiş, kusursuz bir performan sergilemiş.

Dram türünde kendisini kanıtlamış biri olarak Fatih Akın, komedi tarzında da ne kadar başarılı olduğunu bu filmiyle gösterdi. Tarzı diğer filmlerinden ne kadar farklı olsa da bütün filmlerinde ortak olan şeylerden birkaçı heralde sıradan insanları konu edinmesi ve bu insanların hikayelerini gösterişten uzak ve samimi bir şekilde işliyor olmasıdır.

Duvara Karşı filmi ile Türkiye’de 295.000, Yaşamın Kıyısında filmi ile ise 289.000 kişiye ulaşabilen Fatih Akın, Soul Kitchen ile umarım hak ettiği izleyici kitlesine ulaşabilir. Çünkü dünyaya kendisini kabul ettiren ve bunu hem aldığı ödüller ile hem de 2005 yılında Cannes’da Emir Kusturica gibi bir yönetmen ile jüride yer alarak tescilleyen Fatih Akın, Türkiye’de çok daha yüksek oranlarda izleyiciye ulaşmayı hak ediyor.

NOT: İzleyici sayıları yuvarlanarak yazılmıştır. Ayrıca filmin adı Türkçe’ye “Aşka Ruhunu Kat”olarak çevrilmiş. Acaba çeviren kişi çeviriyi filmi izlemeden mi yapmış? Çünkü filmi izleyen biri filmin isminin çeviriye ihtiyacı olmadığını pekala anlayabilir...


by ninakupenda

2 yorum:

  1. Filmi hala izlemiş değilim, yazı için de teşekkür ederim.
    Bu arada;
    "Ayrıca filmin adı Türkçe’ye “Aşka Ruhunu Kat”olarak çevrilmiş. Acaba çeviren kişi çeviriyi filmi izlemeden mi yapmış? Çünkü filmi izleyen biri filmin isminin çeviriye ihtiyacı olmadığını pekala anlayabilir..."

    Kaç tane düzgün çeviri var ki zaten film isimleri bazında. :))

    YanıtlaSil
  2. filmin adı the doors'un aynı adlı şarkısından geliyormuş bu arada...

    YanıtlaSil