29 Mar 2010

Teneke


İlk baskısı 1955'te gerçekleşen Teneke,Yaşar Kemal'in İnce Memed'den sonra yayımlanan ikinci romanıdır.Daha sonra yine Yaşar Kemal tarafından oyunlaştırılan eser,Türkiye'de Müşfik Kenter başta olmak üzere,Avrupa'nın çeşitli yerlerinde oynanmış hatta 2007 yılında operaya uyarlanan hali Milano'da sahnelenmiştir.

Teneke'nin salt yazın hayatımızda değil,bir roman iken bir tiyatro oyununa ardından da bir operaya dönüşebilecek kadar manalı ve uyumlu olması sebebiyle diğer tüm sanat alanlarında yaşayabilecek kapasitede var olduğunu vurguladıktan sonra biraz Teneke'nin içini açalım...

Öncelikle Teneke'nin öykü tadında,yani biraz uzunca bir öyku uzunluğunda ve iyi bir öykü akıcılığında olduğunu belirtelim.Romanda "mekan" diğer Yaşar Kemal romanlarından da tahmin edebileceğimiz üzere yine Çukurova.Ancak "zaman",İnce Memed'in dağlarda eşkiyalık yaptığı ya da Demircilerin piri Haydar Usta'nın son umut olarak Ankara'ya,İsmet Paşa'ya gittiği yıllardan,biraz daha günümüz Türkiyesi'ne yakın bir yerde duruyor.Nitekim,bunu aftan yararlanıp eşkiyalığı bırakan,dağdan inen Kürt Memed Ali'den de anlayabiliriz.

Kısaca Çukurova'daki köylülerin kapitalizmle mücadelesini,daha doğrusu,kapitalizmle tanışmasını konu alan romanda,gözünü para hırsı bürümüş ağaların para için ne yönetmelikleri ne de sulama tekniklerini dikkate almayarak çeltik ekimi yapmaları anlatılıyor.Kısa bir süre sonra bu hırs öyle bir hal alıyor ki ağaların çeltik sevdası sebebiyle Çukurova'da bir çok köy önce sıtmadan kırılıyor ve ardından çeltiğin ihtiyaç duyduğu suyun tekniklerden habersizce kullanımı yüzünden,boşaltılıyor,yok oluyor.Tabii bu arada hikayenin gizli kahramanı olarak ortaya çıkan ve köylü için adeta bir nur görünümündeki genç,idealist kaymakamın da ağaların ya da kapitalizmin emelleri doğrultusunda ardından teneke çalınarak bir başka kasabaya sürülmesine tanık oluyoruz.

İdealizm ile baskın gücün ya da Zeki Demirkubuz'a gönderme yaparsak;ahlak ile ahlaktan yoksun aklın mücadelesini gördüğümüz romanda Yaşar Kemal tüm dünyanın geçirdiği değişimlerin Çukurova'ya yansımasına alıştığımız üzere protest bir bakış atıyor ve ekliyor:"Çukurova bir pirinç değil,pamuk bölgesidir"!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder