14 Mar 2010

Yeryüzü'nün En Sabırlı Takımı


Üst üste United yazıları yazmış olacağız ama bu formlarıyla bunu hakettiklerini rahatlıkla söyleyebiliriz.Zaten Old Trafford'da bırakın yenilmeyi,gol yemeyi bile unutmuşlardı ve fakat rakip,Hodgson'un dişiyle,tırnağıyla kazıyarak bugünlere getirmeyi başardığı Fulham'dı.Üstelik sezonun ilk yarısında Fulham Craven Cottage'de 2-0 gibi net bir skorla geçmişti United'i.Tabii,Old Trafford'da alışılan şey gerçekleşti ve ikinci yarının hemen başında düğümü çözen Manchester,sonlara doğru artan temposuyla galibiyeti pek zorlanmadan almasını bildi.


Önce,geleneği bozalım ve mağlup takım hakkındaki yorumlarımızı yazalım:Batı Londra temsilcisi şu an ligde 10. durumda ve sezonu bitirebilecekleri en kötü yer 12.lik gibi gözüküyor.Bunun yanında,8.liği geçmeleri de düşük bir ihtimal.Hal böyleyken,Fulham'a dair yorum yaparken onların ölçeğinin bir orta sıra takımı olduğunu unutmadan yapmak gerekir.Yani bu mağlubiyet Fulham cephesinde pek de kötü karşılanmayacaktır.Ancak Hodgson açısından durumun daha farklı olduğunu belirtmek gerekir.Öncelikle,Hodgson'un oyunu nicedir,gol yememek üzerine kuruludur.Bugün,maça çıkana kadar toplam 29 gol yemişlerdi ki bu sayı onları Liverpool'la birlikte ligin en az gol yiyen 5. takımı yapıyordu.Buna rağmen,attıkları gol sayısının da 32 olduğunu görüyoruz ki bu bilgi Fulham'ın neden orta sıralarda yer aldığının açık bir göstergesi.Hodgson "pas yapmayı" adeta bir fetişizm haline getirmiş ve bunun kimi zaman yanlara biraz fazla oynayarak zararını görmüşse de genel anlamda rakiplerine karşı üstünlük kurmada avantajını görmüş,sıkı-kademeli savunma anlayışıyla kalesini gole kapatmayı başarmış bir hoca olarak gözükse de bugün yaşadığı gibi,gol pozisyonuna girmekte zorlanan bir takıma sahip olması planlarının bir anlamda alt-üst olmasına sebep oluyor.Eğer takımınızda,topu çok iyi kullanan ve bu anlamda insiyatif alabilen 1 veya 2 oyuncunuz varsa takımın geri kalanının topla arasının çok iyi olmasına gerek olmayabilir.Ancak ne yazık ki,Fulham'da bu özellikte futbolcu sayısı çok az.Andy Johnson inatçı yapısı ve gol vuruşlarındaki başarısıyla bu tanıma girebilir ancak uzun süredir sakat ve hala form tutabilmiş değil.Böylesi bir durumda,Hodgson'un elinde bir tek Zamora ve yenilgiyi kabul etmeyen,hırslı yapısıyla Duff kalıyor ki ikisinin de topla çok iyi oynayabildiklerini söylemek güç.Oyunu 1-0'a getirecek kozları geyet sınırlı olduğu için,Hodgson öncelikle 0-0'ı koruyup ardından 1 gol bulmanın hesabını yapıyor.Mevcut koşulları altında bu yaptığının mantıksız olduğu söylenemez.



Manchester United kazanan taraf olduğu halde onlar hakkında yazacaklarımız muhakkak ki o kadar uzun olmayacaktır.Geçen hafta Burnley karşısında Arsenal'in gerçekleştirdiği o müthiş pas trafiğini-tam 504 pas yapmışlardı.- bu hafta Manchester 495 pasla gerçekleştirdi.Zaten maçı Hodgson'un elinden alıp Ferguson'unkine veren de bu detay oldu.United ilk yarının başından beri ısrarla pas yaptı,set oyunları gerçekleştirdi ve oyunu her geçen dakikayla birlikte santim santim Fulham yarı sahasına yığdı.Öyle ki ,mesela Fletcher-Park-Rooney'nin oluşturduğu bir üçgenden sonra Berbatov'un bindirmesiyle Fulham stoperleri Schwarzer'in hemen yanı başında buluyorlardı kendilerini.Durum böyle olunca,Rooney ikinci yarının hemen başında takımını öne geçirdi ve 84. dakikada,bir gol daha olana dekManchester'in birbirinden farklı hücum varyasyonlarını izledik.Nihayet,84'te Rooney ve 89'da Berbatov'un golleriyle durum 3-0'a geldi.Ancak skordan da önemlisi,Manchester'in topu inatla ayağında tutmaya çalışması ve oyunu neredeyse Fulham kalesinin içine kadar yığmasıydı.Belki United,Barcelona'nın layık görüldüğü Yeryüzü'nün En İyi Pas Yapan Takımı değildi ama kesinlikle Yeryüzü'nün En Sabırlı Takımı idi.Yoksa Berbatov'un kaçırdığı onca gole rağmen,moralini bozmadan oyuna devam etmesi ve nihayetinde maçın son dakikasında gole ulaşması başka nasıl açıklanabilir?








Manchester United-Fulham:3-0

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder