10 Haz 2010

Stoch ve dos Santos




Öncelikle Fenerbahçe'yi bu "sansasyonel" transferinden ötürü kutlamalıyız diye düşünüyorum. Piyasa kurallarının hakim olduğu günümüz futbolunda bu tip hamleleri en iyi yapan kulüp Fenerbahçe. Tekrar etmekte fayda var; Fenerbahçe, Türkiye'nin piyasa mekanizmasıyla barışık, onun kurallarını izleyerek yönetilen ilk ve tek kulübüdür. Hal böyle olunca, sevmeyeni, nefret edeni de bol olacaktır tabii. Başkasının 3 haftadır takip ettiğini bir gecede alabiliyorsanız, en büyük stad, en kaliteli tesisler, sporun diğer tüm branşlarında pahalı transferler ve başarılar sizdeyse, üstüne üstlük tam da piyasada var olmanın koşulu olan "bir gün herkes Fenerbahçeli olacak" ve "Fenerbahçe Cumhuriyeti" gibi örtülü, gizli faşizm içeren sloganlarınız mevcutsa, liginde mücadele ettiğiniz ülkenin istisnasız tüm takımlarının sizden nefret etmemesi için hiçbir sebep yoktur.

Gelelim Stoch transferine...89'lu Slovak'ı Scolari'li Chealsea'nin son dakikalarından ve Twente'nin Avrupa maçları başta olmak üzere, bir kaç özet görüntüsünden tanıyorum. Dolayısıyla kesin bir yargıda bulunmam doğru olmaz. Fakat, Slovakya Dünya Kupası'nın bana göre sürprizlerinden biri, dolayısıyla Stoch'u önümüzdeki periyotta sıklıkla izleyeceğizimizi düşünüyorum. Ancak şu bir gerçek ki Stoch Türkiye standartlarına göre son derece hızlı ve teknik bir oyuncu görüntüsü çizmektedir. Bu yanıyla Fenerbahçe'nin sol kanatta yaşadığı problemler de düşünüldüğünde, "nokta" transfer olarak yorumlayabiliriz Stoch'un imzasını. Hemen burada, Galatasaray açısından ise bir başka gerçek ortaya çıkmakta: Stoch'un ne yazık ki dos Santos'tan çok daha fazla özellikleri olan bir oyuncu olduğunu söyleyebilmek zor. Hatta, hız, teknik ve adam eksiltebilme özelliklerinin benzerlikleriyle dikkat çektiklerini söyleyebilmek daha mantıklı görünüyor. Dolayısıyla, Galatasaray 3 haftadır Stoch'un peşinden koşacağına dos Santos'a imza attırmış olsaydı, Kewell ve olası Arda-Keita ayrılıklarının ardından kanat oyuncusu ararken çok daha rahatlamış olurdu.

Marko Marin, Mesut Özil, Javier Hernandez ve Stoch gibi genç yeteneklerin bu Dünya Kupası'nda yıldızlaşacaklarına inanıyorum. Bunun ilk işaretini Maradona ve Löw başta olmak üzere neredeyse tüm teknik adamların kadrolarında, çekinmeden bir çok genç yıldıza yer vermelerinden almıştım. Üstelik, Nani, Drogba, Robben ve Ballack gibi yıldızlar yokken veya tam olarak hazır değilken, yıldız vitrinine yukarıdaki gençlerden bir veya bir kaçının çıkacağını tahmin edebilmek de güç olmasa gerek. Gelelim Stoch- Dos Santos benzerliğinin -bence- son halkasına: Yaygın inancın aksine, dos Santos'un üst düzey bir oyuncu olduğunu ve Türkiye'de ikinci bir şansı hakettiğini düşünüyorum. Bana kalırsa, dos Santos da tıpkı yukarıdaki isimler gibi turnuvanın yıldız adaylarındandır. İddialı konuşuyor olabilirim, hemen yarın G.Afrika ile Meksika karşılaşacak, izleyip görelim.

Sözün özü, Fenerbahçe rakiplerini kendine biraz daha düşman edecek bir "başarılı hamle" daha gerçekleştirmiştir. Bundan Galatasaray'a çıkan pay ise, biraz daha uyanık olmak ve çözümü -bundan öncekilerde olduğu gibi- dışarda değil, içerde aramaktır. Dileyelim, dos Santos da ülkemizde kalsın, bir çok kez "Stoch - dos Santos benzerlikleri" başlıklı yazılar yazalım, başarıları üzerine konuşalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder