18 Nis 2010

Popülizm ve Açılım

Mesele Kürt açılımına ya da doğrudan Kürtlerin "haklarına" karşı olmak meselesi değil,aksine tutarlı olduğumuz ölçüde destekleriz de.Ancak asıl mesele belki de gözden kaçan toplantıların,buluşmaların altında yatan "popülist zihniyettir".Demokrat Parti'nin,Ecevit CHP'sinin popülizmi üzerine sadece İletişim Yayınları tarafından basılan yüzlerce makale,onlarca kitap var belki de.Peki böylesi örnekler mevcutken nasıl olur da bu popülizm görülmez? Nasıl olur da görmezden gelinir? Demek ki,iki sihirli söze kananlar var.Tartışmanın içine girmek istemiyorum.Muhakkak değerli insanlar da kendi bildiklerini söylemek,inandıkları şeyler uğruna somut bir şeyler yapabilmek için katılmışlardır.İnanıyorum.Ancak en çok hatırlanması gereken sanatın,edebiyatın ya da başlı başına yazmak eyleminin kendisinin "muhalif" bir uğraş olduğudur.Konuyu yeri gelir,vaktimi olursa,ilerde elimden geldiğince ayrıntısıyla ele almaya çalışacağım.Yalnız şimdilik kısaca “Acı çeken bir halkın toplantısını ballı börekli saraylarda yaparsan böyle popülist bir toplantıya katılmam”(Kadir İnanır) anlayışının insanlığımıza en yakışır anlayış olduğunu savunuyorum.

Ayrıca yaklaşık 80 davetli yazardan 3-5'inin toplantıya(bakın açılıma veya Kürt sorununun çözümü yolunda atılacak adımlara demiyorum) inanmadıkları gerekçesiyle katılmayacaklarını belirtmesi edebiyat dünyamızın bağımsızlığını,samimiyetini tartışmaya açmıştır.Ötesini düşünmek istemiyorum,bir yazarın siyasal iktidarla,otoriteyle el sıkışması,çay içmesi,oturup dertleşmesi pek hayırlı bir iş değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder