22 May 2010

Metin Çulhaoğlu: "Bir Bakıma İyi Oldu" Kısım 1

Bursaspor'un şampiyonluğu üzerine yeri geldikçe konuşmaya devam ederiz. "Devrim" mi, değil mi ? tartışmalarının ötesinde, Bursa'nın şampiyonluğu hakkındaki en önemli sözleri Metin Çulhaoğlu Birgün Gazetesi'ndeki köşesinde söylemiş. Sözü uzatmadan Çulhaoğlu'na bırakalım ve Bursa'nın şampiyonluğu neden "iyi" olmuş bir bakalım. Yazıyı, okunabilirliği açısından iki kısım halinde koyacağım.


*****

Bursaspor’un şampiyonluğu bir bakıma iyi olmuştur.
Takımın teknik direktörü Ertuğrul Sağlam’ın siyasal eğilimlerinden, taraftarının Diyarbakırspor maçında sergilediği tutumdan, olur olmaz çalınan mehter marşından ve başka şeylerden hazzetmeyenler vardır elbette.
Ben de bunlardan biriyim.
Ancak, Bursaspor’un şampiyonluğu bir bakıma iyi olmuştur.
“Kodu mu oturtan” Genelkurmay Başkanlarına, bir yazısıyla kanaat değiştirten köşe yazarlarına, kişisel karizmasıyla “solu toparlayacak” liderlere, tek başına bilmem kaç sol parti ettiği söylenen zatı muhteremlere meraklı bir toplumda Bursaspor’un şampiyonluğu bir bakıma iyi olmuştur.
Hadi, bulun bakalım Bursaspor’u “tek başına” sırtlayan bir futbolcu!
Başka bir takım olsaydı, “şampiyonlukta bireyin rolü” edebiyatı olanca hamasetiyle üzerimize çökecekti.
Örneğin Fenerbahçe şampiyon olsaydı, Alex baş tacı edilip “kaptan gemisini gene kurtardı” denecekti.
Galatasaray olsaydı, başarı özellikle ilk yarıdan hareketle Milan Baros’a “indirgenecekti”.
Beşiktaş olsaydı, Bobo’nun fırsatçılığına övgüler düzülecek, bir de Rüştü için “yıllanmış şarap” göndermeli övgüler devreye girecekti.
Peki, Bursaspor için ne denecek? Başarı kime, hangi futbolcuya “indirgenecek”?
Bulgar panteri İvankov? Kanat bindirmesi ustası ve asist kralı Ali Tandoğan? Galatasaray/Beşiktaş eskisi Ömer Erdoğan’la Zapo? Takımın vasat sol beki Mustafa Keçeli? Balkan Marksist’i Ergiç ile Trabzon küskünü Hüseyin? Bu sezon takımın iki kanadına patlama yaptırtan Volkan ile Ozan? Helin Avşar motivasyonlu Sercan Yıldırım?
Bursaspor’un başarısını bu oyunculardan herhangi biriyle açıklamak, şampiyonluk için “en başta onun eseri” demek mümkün mü?
İşte, bu bakımdan iyi olmuştur.
Bursaspor, en azından, futbolun kolektif oynanan bir oyun olduğunu, kolektif zor’un “starlara” veya tek kişilik ordulara üstün gelebileceğini göstermiştir. Bir de şunu: Maradona gibisini, Messi’yi ve böylelerini getirebiliyorsan tamam, işi “star sistemiyle” götür. Yok, getiremiyorsan, paran yetmiyorsa veya adam gelmiyorsa, o zaman otur oturduğun yerde ve “futbol kolektif bir oyundur” basit ilkesine razı ol...
Tutup Alex’i, Elano’yu, Tabata’yı fazlaca cilalayıp sonunda şapa oturma.
• • •
12-13 yaşlarındaki çocukları futbol oynarken hiç izlediniz mi?
İzlerseniz, bir durum dikkatinizi çekecektir. Futbol oynayan çocukların büyük çoğunluğu, çalım atma, önündekileri birer birer geçip rakip kaleye gitme hevesindedir. “Akıllı” oynamak, kendini helak etmeden topu en elverişli durumdaki takım arkadaşına atmak, kafayı kaldırıp kim nerede bakmak, geridekilerin yardımına gitmek, çocuklarda nadiren görülen durumlardır. Bu nedenle, futboldan anlayan altyapıcılar çocukları izlediklerinde “çalım ustası” olanlardan çok, akıllı oynayanları gözlerine kestirirler.
Çocuk yaştakiler arasında çalımcı sürü sepet bulunur; ama aklıyla oynayan (yaş gereği) istisnaidir ve ilerde iyi futbolcu olabilecek hamurdandır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder