22 May 2010

Metin Çulhaoğlu: "Bir Bakıma İyi Oldu" Kısım 2

Genel olarak Türkiye solu söz konusu olduğunda “çocukluk döneminden” söz etmek tuhaf gelebilir.
Öyle ya, solun kaç yıllık tarihi, bunca deneyimi vardır; hâlâ mı “çocukluk dönemi”?
Gerçekten de sol, çocukluk dönemini tarihsel olarak geride bırakmıştır; ama içinde hâlâ bir çocuk vardır ve solun içindeki bu çocuk kimi özel durumlarda başını dışarıya uzatmakta, kendini göstermektedir.
Türkiye solunda çocukluk daha çok boş beklentilerle, hiç de sevimli denemeyecek saflıklarla nüksetmektedir. Örneğin:
Öyle biri çıksın ki, sivil toplum kuruluşlarından aldığı pasla önce “demokratikleşme” alanında dripling yapsın, Kürt sorununun çözümünü engelleyenlerin sağından atıp solundan geçsin, demokratik güçlerle verkaça girdikten sonra asker vesayetine bir bacak arası çeksin, kademeye giren Ergenekoncuları seri çalımlarla geçip düzeni tek ayak üzerinde yakaladığında köşeye plasesini yapsın…
İşte o an tribünlerde oturmayı itiyat haline getiren “solcular” harekete geçecek, maçı televizyondan izleyen emekçiler mest olacak, zor beğenen orta sınıf aydınlarla akademisyenler “tamam, şimdi oldu” diyecek, medya ekranlarını bu kahramana açmak zorunda kalacak, Türkiye’nin çehresi değişecek ve “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”…
Oysa Türkiye solu bu dönemde siyaset Maradonaları, Messileri aramadan, ama bunlar yok diye Alexlere, Ardalara ve benzeri başkalarına da fit olmadan kolektif “oynamak”, böyle hareket etmek zorundadır.
Seçkin, sürükleyici ve yaratıcı lider mi?
Elbette olabilir. Ama aranmaz. Böylesi varsa zaten ortaya çıkar, kendini gösterir ve kabul ettirir. İlle de tutup birine ihale etmenin anlamı yoktur.
Olursa, çıkışının özel bir dönemi, konjonktürü de olmayacaktır. Kalburüstü lider, emekleme döneminde de, bozgun sonrası toparlanma çabalarında da, yükseliş evresinde de, iktidar uğrağında da ortaya çıkabilir.
Ama hiç çıkmayabilir de.
Bir kolektif, kendi “starı” olmadan da başarıya ulaşabilir.
Bursaspor’un şampiyonluğu, bunun olabilirliğini gösterdiği için, bir “vakayı hayriye” sayılmasa bile olumlu bir gelişmedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder