14 May 2010

Siyah-Beyaz Bir Final Yazısı




Önceki gün Hodgson hakkında oldukça duygusal satılar yazmıştım.Bu sefer karakterlere biraz daha uzak durmaya çalışalım ve final gecesinin üzerinde yoğunlaşalım ve bu tarihi geceyi biraz daha derinlemesine incelemeye başlayalım.

Siyah-Beyaz Bir Masal


Fulham'ın bu yola girerken ne gibi zorluklar çektiğine,nerelerden geldiğine tekrardan uzun uzun değinmenin bir anlamı yok.Bir çok blogda da sıkça yazıldı.Kısaca,iki sene önce "Kuzeyin Prensi" Craven Cottage'de iş başı yaptığında,Fulham'ın kümede kalmaya oynayan bir kulüp olduğunu,bırakın Avrupa Ligi finalini,ligde kalmasının bile mucize olarak değerlendirildiğini belirtmek yaterli olacaktır.Çok iyi hatırlıyorum,2008 Ağustos'unda İngiliz Four-Four-Two'su sezon öncesi rehberinde Fulham'ı düşme hattının hemen üzerinde gösteriyordu ve onlara ayrılan sayfada hiçte umut verici yazılar yer almıyordu.Futbolu diğer tüm salon sporlarından ayıran da bu belki.Önceden tahmin edilebilmesi,hakkında hükümde bulunulması zor bir uğraş futbol.Nitekim,Fulham o sezonu 7. bitirip Avrupa Ligi bileti alıyordu.Yani bir bakıma,Siyah-Beyaz mucize adım adım geliyordu ve çok bilinen bir futbol masalı tekrar vücut buluyordu:kısıtlı imkanlar ve dar kadroyla kurulmuş bir yükseliş öyküsü...Ancak bu masalın kurgusu çok daha sağlam ve inandırıcıydı.Hodgson planlı,tedbirli ve en önemlisi haddini bilen bir teknik adamdı.Öğrencilerine öğrettikleri de bu yöndeydi.Fulham kısa sürede hemen her takımla baş edebilecek güce ve sisteme kavuşmuştu.



Finalin Gölgesinde Kısaca Hodgson'un Fulham'ı

Gelelim final gecesine.Öncelikle,Hamburg'da sahaya çıkan 11'in Hodgson'un 11'i olduğunu belirtelim.West Ham'da istenilmeyen adam durumuna düşen Zamora'yı kendisi almıştı.Baird'i rotasyonun en çok kullanılan isimlerinden biri haline getiren de o'ydu ya da gelişimini League One'de tamamlayan Etuhu'dan kadife ayaklı bir kesici yaratan...2008 Eylül'ünden beri belli bir disiplini aşılıyor takıma Hodgson.İki kademeli savunma gibi mesela.Böylesi düzenli bir savunmayı şu an çok az takım yapabiliyor.Hemen burada,Mourinho'nun Inter'i ile Hodgson'un Fulham'ı arasındaki farkı da belirtelim:Mourinho savunması daha çok kendi alanında boş alan bırakmamak üzerine kurulu bir anlayış iken,Hodgson savunması,daha fazla birlikte hareket eden,kompakt bir yapı içinde kendini ifade ediyor.Açık ve bek oyuncuları kanat bindirmelerinde bir araya gelip rakibin eylem alanını kısıtlıyor ve orta ikilinin yardımları sonucu rakibin pas yolları da kapatılıyor.Dün akşam da bu sistem Baird'in aksamaları dışında yeterince iyi işledi aslında.Ne yazık ki, Inzaghi'den hallice bir Forlan futbol sahalarının en büyük korkulu rüyalarından biridir ve bazen ne kadar iyi savunma yaprsan yap rakibinin bir adımını senden daha önce atmasının bedelini ödemek zorunda kalırsın.



Finalin Getirdiği


Aslında klasik İngiliz futboluna çok yakın bir yerde duruyor Fulham.Dolayısıyla,Atletico'dan daha diri kalacaklarını düşünüyordum maç öncesi.Madrid'in ilk golünden sonra 5 dakikalık bir vites artışının skor eşitlemek için kafi olacağını düşünmüştüm.Nitekim,golden kısa bir süre sonra klasik bir Fulham golü vuku bulmuştu.Muhakkak kenar adamları önemlidir,güçlü bir santrafor önemlidir ama en önemlisi,topa hükmedebilen futbolculardır.Fulham'da Gera,Dempsey ve Davies bu tip isimler.Galli futbolcunun bir Giggs yanılsaması yaşatmadığını söyleyebilmek güç.Attığı golde de vuruş tekniğinin,vücudunun aldığı pozisyonun dışında dikkatimi en çok çeken nokta özgüveniydi.Ne var ki,aynı özgüveni ne Dempsey'de ne de Gera'da görebildim maç boyunca.Fakat,en önemlisi ikinci UEFA finalini oynayan Murphy'nin 90 dakika sonunda yorgun gözükmesi ve tercihlerinde güvensiz davranmasıydı ki kupayı Atletico'ya getiren en büyük etken de bu yorgunluk ve geçen dakikalarla birlikte futbolcuların akıllarına takılan,aslında buraya ait olmadıklarına yönelik düşünceleriydi bana kalırsa.

Sonuç Yerine


Fulham bir daha bu noktalara gelebilir mi?Şimdilik zor görünüyor.Muhakkak ki,bu final,Fulham'ın yükseliş trendinin en üst noktasıydı ve bundan sonra anlaşılabilir düşüşler görülecektir.Aslında önümüzdeki senelerde,Fulham'ın öncelikli amacı orta sıra ekipleri arasındaki yerini sağlamlaştırmak ve inişli çıkışlı lig performansını stabil hale getirmeye özen göstermek olmalıdır.Zira asıl böylesi bir çaba,Fulham'ı hakettiği yere taşıyacaktır.Yoksa bu final sonrası Middlesbrough gibi irtifa kaybı yaşayan bir Fulham değildir şüphesiz Hodgson'un aklındaki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder